Memurlar İçin Devrim: En Düşük Maaş 74 Bin TL Olacak mı?
Toplu sözleşme öncesi memurlar için dikkat çeken teklif: En düşük maaş 74 bin TL olsun. Ekonomistlerin ve sendikaların açıklamaları gündem yarattı.
BM Haber
1 Ağustos’ta başlayacak 2026–2027 toplu sözleşme görüşmeleri öncesi memur sendikalarından çarpıcı bir talep geldi. Devlet Memurları Konfederasyonu, en düşük memur maaşının 74 bin TL’ye çıkarılmasını istedi. Gerekçe: “Maaşlar ayın ilk gününde tükeniyor!”
“Geçinmek Değil, Hayatta Kalmak Mücadelesi”
Devlet Memurları Konfederasyonu Genel Başkanı Osman Kaya, mevcut maaşların piyasa gerçeklerine karşı yetersiz kaldığını belirterek, taleplerini şu verilerle açıkladı:
-
Memurlar maaş günü kira, gıda ve kredi borçlarını ödediğinde %2,1 bakiye kalıyor.
-
Bu oran, ayın geri kalanı için temel ihtiyaçları bile karşılamaya yetmiyor.
-
“Bu, artık bir yoksulluk değil, barınma ve beslenme krizi,” dedi.
“Yoksulluk Sınırı Değil, Yaşam Endeksi Baz Alınmalı”
Kaya, maaş belirleme kriterlerinin artık yoksulluk ya da açlık sınırı yerine “insani yaşam endeksi”ne göre yapılması gerektiğini savundu:
-
“Açlık sınırını kabul etmiyoruz,” diyen Kaya,
-
En düşük maaşın 74 bin TL seviyesine çıkarılmasıyla ancak insanca yaşamın mümkün olacağını vurguladı.
Ekonomistlerden İlk Tepki
Ekonomi uzmanları ise bu talebi makul bulmakla birlikte, uygulanabilirliğini sorguluyor:
-
2026 yılı için enflasyon tahmini: %12
-
Beklenen zam oranı: En fazla %15 (refah payı dahil)
-
Bu durumda, 2026’da en düşük memur maaşı 40–45 bin TL arasında kalabilir.
-
74 bin TL talebi “pazarlık masasında çıta yükseltme hamlesi” olarak yorumlanıyor.
Görüşmeler Ay Boyunca Devam Edecek
1 Ağustos’ta başlayacak toplu sözleşme süreci, memurlar ve emeklilerin önümüzdeki iki yılını belirleyecek.
-
Hükümetin ilk teklifinin ağustosun ilk haftasında sunulması bekleniyor.
-
Görüşmelerde sosyal haklar ve ikramiye talepleri de gündemde olacak.
-
74 bin TL teklifi ise en dikkat çekici madde konumunda.
Toplu sözleşme görüşmeleri öncesi kamuoyuna yansıyan 74 bin TL talebi, hem sendikaların kararlılığını hem de geçim krizinin derinliğini gözler önüne seriyor. Sizce bu talep gerçekçi mi? Yorumlarınızı paylaşın, tartışmaya siz de katılın!